7 Ekim 2011 Cuma

Rekor

Dört yıl boyunca, yani ikinci üniversite hayatım süresince, kendimden 10 yaş küçük insanlarla arkadaşlık yaptım, hala da yapıyorum ve çok da iyi anlaştım, anlaşıyorum. Kendi yaşıtım olanlarla arkadaşlığım da bu süreçte devam etti tabii ama seyrekleşti; çünkü aynı ortamları, aynı dertleri (iş güç, yemek, alışveriş...) paylaşmıyorduk, paylaşamıyorduk. Onlar olgunlaşıp, kadın olurken, ben gitgide çocuklaşıyordum. Çok da zevkliydi vallahi gençlerle birlikte olmak. Ancak okul bitince, genç arkadaşlarımla hayat yollarımız ayrılmak zorunda kaldı. Yine görüşüyoruz ama onlar iş güç peşinde koşuyor, ben ise oturduğum yerden iş için dua ediyorum mesela. Ya da onlar işe gidiyor, ben evdeyim vs vs vs.



Son dönemde ise genç ve yaşıtım olan arkadaş grubuma bir de 60-70 yaş grubu insanlar eklendi. Özellikle annemin evinde dinlenmek zorunda kaldığım dönemde, annemin arkadaşlarının ziyaretiyle aramızda bir samimiyet başladı. Bir kısmını önceden tanıyordum tabi ama bu kadar sohbet etme şansımız olmuyordu. Evdeki dinlenme döneminin ardından biraz biraz sokağa çıkmaya başlayınca ve maalesef tek başıma çıkamadığımdan annemle çıktığım için, bu sefer de dışarıda sözkonusu arkadaşlarla takılmaya başladım. Çay kahve kurabiye eşliğinde sohbetler devam etti. Sohbet konuları, hayattan beklentileri ve sıkıntıları benim düşüncelerimden tamamen farklı ama yine de geleceğimle ilgili fikir vermeleri açısından ilginç bir tecrübe. Mesela onlarla vakit geçirmeye başladığımdan beri, yaşlandığımda nasıl vakit geçirebileceğimi, nerede yaşayabileceğimi, bir günün nasıl geçeceğini düşünmeye başladım. Ve yaşlanmanın -eğer hareketler kısıtlanırsa sağlık sorunları nedeniyle- pek de eğlenceli olmadığına karar verdim. Hele bir de bakıcıyla filan yaşanıyorsa, gördüğüm kadarıyla tam bir kabus yaşlanmak.

Ve yaşlıların hayatıyla ilgili edindiğim tecrübelerin üstüne şöyle bir karara vardım; eğer şöyle 70'lerime kadar yaşarsam, sigaraya tekrar başlayacağım, her gün birkaç kadeh alkol alacağım ve kaşık kaşık nutella ve cips, çerez yiyerek kanepeye yayılıp dilediğim gibi kitap okuyup, film seyredeceğim. Kolestorol filan takmayacağım kafaya, zaten 70'e gelmişim, ne kolestorolü...

Bu arada yazının adının "Rekor" olma konusunu da açayım bitirmeden; sanırım ilk kez, haftaiçi her gün yazmayı başardım ve bir rekora imza attım. Kendimi tebrik ediyor ve herkese iyi hafta sonları diliyorum.

1 yorum: