27 Ocak 2021 Çarşamba

23 Haziran'dan Bugüne

 23 Haziran'dan bugüne koskoca 7 ay geçmiş ve neler neler değişmiş hayatımda. Buraya tam anlamıyla kırk yılda bir yazıyorum ama geçmişte yazdıklarımı iyi ki yazmışım diyorum arada okudukça çünkü insan unutuyor maalesef yaşadıklarını. Mesela geçen hafta lisede yazdığım günlükleri buldum ve inanamadım  okuduklarıma. Ne kadar mutsuz, yalnız bir genç kızmışım. Halbuki 40'lı yaşlarımda lise yıllarımı hiç de o kadar dramatik hatırlamıyorum. Çok acayip!


Neyse gelelim 7 ayın özetine. Haziran ortasında Türkiye'ye gelirken, buraya sadece tatile geliyor olmanın mutluluğu içerisindeydim. 2-3 ay tatil yapacak sonra yine geri dönecektik. Ve her yaz olduğu gibi döneceğimiz günleri sayarak ve orada annem ve ablam olmadan ne kadar rahat yaşadığımı düşünerek, kendime ve buradaki hayatıma tahammül ediyordum. Ağustos sonu dönecektim, çocuklar okula gittiğinde Starbucks'ta kahvemi içip kitabımı okuyacaktım, akşamları kanepede uzanıp dondurma yiyerek dizi izleyecektim... Neyse bir Ağustos sabahı Özer'den gelen telefonla işsiz kaldığını ve geri dönmeyeceğimizi öğrendim. İşsiz kalmak yeterince kötü, bir de üstüne ülke değişikliği, çocukların okul değişikliği, hayat tarzı değişikliği...Çok şükür maddi manevi idare ettik ama içim gerçekten şişti artık. Maalesef Garmin hala iş bulamadı, çocuklar hala evden online eğitime devam ediyor, hala çıldırmamış olmaları bir mucize, annem biz İstanbul dışında kaldığımız için bizimle kalıyor, burası Corona bağlamında daha rahat diye, ablam da her hafta mutlaka bir set gelip kalıyor, yine hafta sonu sokağa çıkma yasakları sebebiyle ve ev kalabalık bir tımarhaneye dönüşüyor. Bir kere oturup bir köşede kitap okumak mümkün değil çünkü her köşede bir insan var. Hadi diyelim boş bir köşe buldun, bu seferde mutlaka yapılması gereken bir iş var! Bulaşık makinesi boşaltılmalı, makineye çamaşır atılmalı, çocukların ödevleri, oyunları, pişirilmesi gereken yemekler, evin temizlenmesi gerekliliği... Ya da akşam bir dizi izlemek istedim diyelim, annem ya abuk sabuk yorumlar yapıyor ya hiç durmadan konuşuyor, ya da aptalca birşeye sinirleniyor. Kısaca yalnız ve huzur içinde kalmak imkansız. Bir de hangi akla hizmetse bugün başlayacak bir online yoga programına yazıldım. Acaba akşam 19.15'te nerede ve nasıl kendi kendime yoga yapacağım? Ya annem bir anda odaya girer, çocuklar ya kavga eder ya acıkır, Garmin'in trip yapacağı tutar vb vb. Amma şikayet ettim! Konuşacak kimse de yok burada, arkadaş yok, sosyalleşme yok, yasaklardan dolayı bazılarımız için hiçbir şey yok. 

Bu dönemi umarım sağlıkla geçiririz ve inşallah Garmin en kısa zamanda bir iş bulur. Benim de bir işim olsaydı şu an ne kadar iyi olurdu ama hayatının içine kendi  elleriyle etmiş biri olarak biliyorum ki iş bulmam imkansız. İnsanlar sonradan bütünsel beslenme koçu, yoga hocası, pilates eğitmeni, aşçı vb oluyorlar ama ben de o potansiyel de yok. Bu tecrübelerimle lise yıllarıma ışınlanmayı o kadar isterdim ki!!! Offff neler neler yapardım. Bir kere lise günlüklerimde kendisine yıllarca yer bulmuş Serkan'a gider ilanı aşk ederdim. Sonra üniversite tercihim kesinlikle iktisat olmazdı. Üniversite biter bitmez yurtdışında çalışmak için kendimi paralardım. Çalışırken kesinlikle para biriktirirdim. Evleneceğim insanı çok çok iyi tanımaya çalışırdım evlenmeden önce. Çocuk sahibi olduğum noktada para sıkıntımın olmaması için çooook çaba sarf ederdim. Ve bir şekilde çalışmaya hep devam ederdim. Bir altı ay sonra görüşmek üzere....