26 Şubat 2024 Pazartesi

Çalışın

 Kendime, şöyle kısa kısa yazabileceğim, takma isimli bir instagram hesabı açayım dedim. Şaşırtıcı bir şekilde, açtım da ve hemen iki tane post yazdım. Böyle rahat rahat, içimden geldiği gibi. Bugün de evsel işlerimi bitirdim, kahvaltımı yaptım ve yeni bir post yapmak üzere hesabımı açtım. Ve bir de ne göreyim? Arkadaşlarımdan biri postlarımı "like" etmiş! Kafamda deli sorular; benim ben olduğumu anladı mı yoksa şans eseri postum karşısına mı çıktı? Tabi bu beklemediğim "like"ları görünce, benim yazma isteğim koşarak uzaklaştı yanımdan. Halbuki, tüm kadınların ne olursa olsun çalışması ve asla çalışmamayı bırakmaması gerektiği üzerine yazacaktım. Neyse, buraya yazayım dedim ben de. Burası her zaman güvenli.

Evet başlıyorum; 


Sevgili kadınlar,

İlk olarak eğitim hayatınız boyunca çalışkan, atılgan, hırslı olun. Okullarınızı dereceyle bitirin. Vaktinizi, fiziksel görünümünüze kafayı takarak geçirmeyin. Dış görünüş gelip geçici. Tecrübeyle sabit, her zaman geçmişteki halinizin yani o anın tadını çıkarın çünkü ne olursa olsun, yıllar geçtikçe, 17 yaşında beğenmediğiniz halinizin aslında çok güzel olduğunu fark ediyorsunuz. O yüzden sivilcelerinizi, ergenlik kilolarınızı, bir türlü şekle girmeyen saçlarınızı bir kenara bırakın ve kim olduğunuzu bulmaya, ne yapmayı sevdiğinizi çözmeye adayın kendinizi. Bol bol okuyun, sizden büyük ve tecrübeli insanları dinleyin, gözlemleyin, başarılı olmuş kadınların hikayelerini öğrenin okuyun. Kısaca çok çalışın, ne yaparak mutlu olacağınızı keşfedin ve çalışın.


Çalışmaya başladığınızda da, işinizde iyi olun, kendinize iş yaşamında başarılı olmak için yatırım yapın. Aşkınızdan ölseniz de, aşkınız çok zengin olsanız da, çocuğunuzun ilk adımlarını kaçırmak istemiyor olsanız da çalışın çalışın çalışın. Çocuğunuza bakmak için işten bir süre ayrılsanız bile işinize ya hızlı geri dönün ya da yeni şartlarınıza göre işinizi adapte edin. Kısaca çalışın ve kendi paranızı kazanın. Kocanız, sevgiliniz "Sen yorulma, maddi durumumuz çok iyi, çalışma" dese de, dinlemeyin, siz çalışın.


Neden mi? Çünkü kendi paranı kazanmak özgürlük. Mesela ben kendime kitap almak için bile eşime soruyorum çünkü parayı kazanan da, harcamaları ayarlayan da o. Kitap basit bir örnek, işin özeti ne almak istersem isteyeyim ona soruyorum, ondan para istiyorum. Eşim öyle cins, "alma etme" diyen biri değil ama hayatımızda söz hakkım yok. "Paramız yok, başka eve çıkamayız. Çocuklar artık gitar dersi almasın" diyor ve bu tip şeyler tartışmaya kapalı çünkü parayı o kazanıyor ve o yönetiyor. Yani insanın siniri bozuluyor. 


Ve iş yaşamından koptuğunuz noktada, geri dönüş çok zor. Bir kere, bir özgüvensizlik sinsice gelip içinize yerleşiyor. Hiçbir şey bilmiyor ya da hiç çalışmamış, o üniversiteleri bitirmemiş gibi hissetmeye başlıyorsunuz. Üzerinize bir atalet çöküyor. Önce günler geçiyor, sonra çocuklarınız boyuna geliyor ve siz bir şeyler yapmak, yeniden iş hayatına dönmek, üretmek istiyorsunuz ama tren istasyondan çoktan kalkmış. Hatta o tren istasyonu yıkılmış, yerine otel yapılıyor. Sonra ne oluyor biliyor musunuz? Saçma sapan dizilerdeki kadın karakterler üzerinden hüzünlenip, bu yaştan sonra ne yapacağım diye dertlenip duruyorsunuz. 


15 dakikaya evden çıkıp, çocukları almaya gitmem gerek. O yüzden burada bitiriyorum ama son olarak ana fikrimi bir kez daha söyleyeyim; Sevgili kadınlar; okuyun, kendinizi geliştirin, çalışın, kendi paranızı kazanın.