6 Eylül 2010 Pazartesi

Taşınmak ve Ustalar

Sanırım taşınmayla ilgili bir aile lanetimiz var. Minicik çekirdek ailemizden biri taşındı mı diğerleri de seri olarak taşınmaya başlıyor. Bu sefer zinciri ablam başlattı. Onun taşınmasını kolay atlattık. Sonra sırayı ben aldım. Hem de hiç beklenmedik bir şekilde. Neden mi beklenmedik? Çünkü dört yıldır taşınmak istiyordum ve oturduğumuz evden kurtulmak için her türlü yolu denemiştim; eşi ikna etmeye çalışma, evin kapısının zorlandığı dolayısıyla güvenli olmadığı yönünde atıp tutmalar, dua, çekim yasası, nlp ve daha pek çok şey...Fakat eşim birdenbire sanki birisi büyü yapmışcasına "Tamam, nereye istiyorsan oraya taşınalım," dedi ve ben kendimi yıllardır hayalini kurduğum bir semte taşınırken buldum. Şimdi ise sıra annem de. Üç ay içinde, kendisi üçüncü taşınan. Şaka gibi ama gerçek ve biz bu senaryoyu tam beş yıl önce de farklı bir sıralamayla yaşamıştık.



Aslında taşınmak keyifli birşey. Bir kere taşınırken, gereksiz eşyalardan, giysilerden kurtulmak insanı hafifletiyor. Bunun dışında bence kesinlikle "tebdili mekanda ferahlık var," Yeni odalar, yeni manzaralar, yeni bir çevre, yeni bir market, kısaca bir evin yarattığı rutinin kırılması, değişmesi insana yeni bir enerji veriyor. Örneğin daha önce market alışverişine yürüyerek gitme imkanım yoktu ve araba kullanmayı da sevmediğim için alışverişe eşimle gidiyordum. Şimdi ise markete tek başıma gidiyorum ve dilediğim gibi vakit geçirebiliyorum. Ya da kitapçılara yürüyerek ulaşabiliyorum. Önceden hemen her yere gitmek benim için stres kaynağıydı ama artık bu stres ortadan kalktı ve zihnim daha anlamlı şeylerle meşgul olabiliyor. Bunlar taşınmanın iyi tarafları, fakat bir de gayet kötü bir tarafı var; ustalar...

Eğer taşınılacak evde tadilat işi varsa, yandınız çünkü ustalar tadilat yaptıkları ev sanki düşmanlarının eviymiş gibi davranıyor, öyle bir yıkıp döküyorlar ki insan hayrete düşüyor. Bugün annemin evine balkonları kapatmak için iki usta girdi ve onlar girmeden önce gayet temiz olan ev, bir savaş meydanına dönüştü. Her tarafta tahtalar, çiviler, cam parçaları, toz toprak. Bu arada bir de yanlış ölçü aldıkları için işlerini bitiremediler ve sanki bu bizim suçumuzmuş gibi davrandılar. Neticede temizledik ama herkes işini düzgün yapsa ne ortalık kirlenecek, ne işler uzayacak ama ustalar bambaşka bir zihniyetle işlerini yapıyor. Aslında sadece işlerini yapıyorlar, etrafa zarar verip vermedikleri filan hiç umurlarında değil. Yarın da boyacılar gelecek bakalım, umarım onlar işlerini severek yaparlar da boş işlerler uğraşmak zorunda kalmayız yarın da ve herşey çabucak hallolur, sonra da annem için gelsin yeni bir hayat...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder