7 Eylül 2010 Salı

Karmakarışık!

Fonda bir kütüphane ve bir dolu kitap, gören de beni her gün bir kitaptan bahsedecek sanıyor. Oysa ben blogumun doğumundan beri sürekli "genel" etiketi altında birşeylerden bahsediyorum. Gönül istiyor ki okuduğum kitaplardan bahsedeyim ve bir "kitaplar" etiketi yazayım. Ama olmuyor olmuyor. Kafamda okuduğum kitaplardan başka şeyler dolanıyor, bir taraftan da kitaplar dolanıyor ama birbirinden farklı kitapları aynı anda okumaya çalıştığım için herşey iyice karışıyor. Keşke birkaç zihnim daha olsaydı. O zaman sadece birini kitaplara ayırırdım mesela.

Şu an aklımda eve gelince mutfakta öldürdüğüm, hiç sevmediğim bir küçük sinek türünün, nereden türediği, bu türün hızla üreyip üremediği, eğer hızla ürerlerse onlarla nasıl başedeceğim ve bunun yanısıra sineklerin ortaya çıkmasının sorumlusunun ısrarla çöplerini alakasız saatlerde kapılarının önüne koyan komşularımız olup olamayacağı ve komşumuzun ben ve yeni kapıcı onlarla kendi konuştukları dilde konuşmamıza rağmen neden bizi anlamadıkları var. Sonra nasıl olup da günlerdir 4-5 saat uyuyabildiğim halde, neden ısrarla kahve içip sonra yeniden uyuyamama sarmalına girdiğim var. Bir de bugün annemin evinde nihayet ele geçirdiğim günlüklerim var aklımda. Bir bütün günü ayırıp baştan sona okumak istiyorum hepsini. İnsan günlüklerine şöyle bir göz atınca bile yılların nasıl da hızlı geçtiğine şaşıyor. On yıl önce yazmış olduğum pek çok olayı dünmüş gibi hatırlıyorum ama on koca yıl geçmiş üzerinden, zaman gerçekten ama gerçekten çabuk geçiyor ve gerçekten kıymetini bilmek lazım. Ve herşeye üzülmemek lazım bir de.

Bu arada şu an ciddi olarak uykum geldi, bu fırsatı kaçırmayayım ve yatayım en iyisi. Uyuyabileceğimi umuyorum ve bu yazıyla ulaştığım manasızlık seviyesi nedeniyle de kendi kendime şaşıyorum. Şaşıyorum şaşıyorum ve uyumaya gidiyorummm.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder