10 Eylül 2010 Cuma

Bayram

Bayramı, bayram tatillerini, bayram ziyaretlerini, bayram tebriklerini, bayrama özgü tatlıları, çikolataları sevmiyorum çünkü tüm iyi dilekler, ziyaretler, gelen gidene yapılan ikramlar bana çok sahte geliyor. Mesela salonda oturan misafirlerle "Eee daha daha nasılsınız?" diye bir sohbet yapılır ve kendisine pasta börek ikram edilirken, mutfakta bir grup insan "Yaw kim bu gelenler, ne zaman gidecekler, bulaşık makinesini çalıştıralım artık, tabak kalmadı..." gibi muhabbetler yapıyor. Salon aile büyüklerinin şov yaptığı sahneye, mutfak ise o günün emektarlarının kulisine dönüşüyor. Bir de herkes acayip bir süs püs içine giriyor. Mesela yurdum insanı bayram nedeniyle evin içinde ayakkabıyla dolanmaya başlıyor, bu arada saçlar yapılı, pür makyaj. Ben minicik çekirdek ailem nedeniyle evlenene kadar bu tip sahte ziyaretlerden ve sohbetlerden uzak şahane bir hayat sürmüştüm evlenene kadar. Ancak evlenince kalabalık bir ailenin göbeğine düşüverdim ve maalesef bayram tiyatrosuna dahil oldum.  Dün yetmedi, bugün de tiyatroda rolüm var.

Dün iki grup tanımadığım insanla haşır neşir oldum, bakalım bugün başıma neler gelecek. Allah'ım bir de benim dışımda herkes rolüne öyle bir kaptırıyor ki kendini, ben engelleyemediğim asık suratımla ortada anten gibi kalıyorum. Baloya yanlış kıyafetle gelmiş ya da ezberini iyi yapmamış bir oyuncuya benziyorum. Neyse ki kendi rolüne fena halde kaptıran diğer gelinler sayesinde misafirler çaysız ve tatlısız kalmıyor. Bugün bir de yemekli misafir oyunu var kayınvalidemde. Daralıyorum daralıyorummm ve sözlerimi burada noktalıyorum. Ve herşeye rağmen herkese keyifli bayramlar diliyorum

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder