5 Eylül 2011 Pazartesi

İçi Seni Dışı Beni Yakar

Maalesef annemin oturduğu apartmanın dış cephesi yapılıyor. Cumartesi'den beri bir kaostur gidiyor apartmanın dışında. Yamuk yumuk iskeleler kuruldu, klimalar söktürüldü, pazar günü sabah sekizde çalışılmaya başlandı ve dışarıda süren çalışmalar nedeniyle tüm pencereler ve perdeler kapatıldı, hapis hayatı başladı. Allah'tan serin bir evde pişmiyoruz sıcaktan çok fazla. Bana kalsa bu olan biteni fazla takmam ve loş bir ortamda yaşamaya devam edebilirim. Mesela aynı işle bizim evde olsa, Garmin'le beni buharlaşmış olarak bulabilirler çünkü bizim ev ziyadesiyle sıcak! Neyse, annem fena halde takmış durumda bu dış cephe olayına. İlk olarak klimanın söktürülmesine sinirlendi çünkü klimayı sökmek ve takmak bayağı bir para tutuyor. Sonrasında ise adamların pis çalıştığına dair vızıldamaya başladı. Mesela az önce "Her yeri sıva yapmışlaaaaaaaaar, nasıl temizlenecek bunlar!!!!!!!!!" diye bir çığlık attı, duyan da sanır ki dünyanın sonu geldi. Hayır adamlar ne yapabilir yani, ne var ortam biraz sıva olsa? Ben de takığımdır aslında bu tip şeylere ama sanki annem daha ileri boyutta. Umarım en kısa zamanda biter de şu iş, rahata ereriz.



Bu dış cephe işi bayağı zor bir iş bu arada. 15-16 yaşında çocukların o kadar iskeleyi nasıl kurduklarına insan inanamıyor ve o demirler üzerinde cambaz gibi ilerliyorlar. Onları görünce benim yüreğim ağzıma geliyor. Para kazanmak ne kadar zor ve zevksiz çoğu insan için. Zaten bayram tatili sonrası ablam ve Garmin, ilk kez okula başlayacak çocuklar gibi pazar gününü derin bir bunalım içinde geçirdiler. Onlar işe gidecek ve nüfusumuz azalacak diye ben de dertlendim tabi ama yapacak birşey yok. Gerçi iskeleler üzerinde cambaz gibi dolanan ustalara kıyasla onların işi daha sakin ama yine de bu çalışma meselesi bayıcı bir mesele. Özgür değilsin bir kere ve yıllar yıllar yıllar boyu sana verilen rolü oynamak zorundasın. Her gün aynı şey, aynı iş, aynı insanlar. Garmin'in sıklıkla tekrarladığı gibi, "Çalışmak iyi birşey olsaydı, üstüne para vermezlerdi." Eee fakat bu düşünceyle de hayat geçmez. Bilmiyorum ne yapmalı. Hayatı, her gün tatilmiş gibi, keyifle, istediğin gibi geçirmek için nasıl bir çare bulmalı....



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder