12 Eylül 2011 Pazartesi

Her Cephede Tadilat

Annemin evi tam anlamıyla tımarhaneye dönmüş durumda. Sürekli bir aksiyon, sürekli bir gürültü, hem içeriden hem dışarıdan. Ayrıca annemin evine de sürekli çeşit çeşit usta giriyor; bu sabah önce klimacılar girdi ve dış cephe nedeniyle sökülen klimayı geri taktılar. Onların ardından, dış cepheyi yapan adamların yırttığı balkon telini ölçmek ve alıp götürmek için başka ustalar girdi. Bu arada annem fonda sürekli söylendi söylendi. Tabii bu iki grup insanın eve giriş çıkışları sorunsuz olmadı. Önce klimacılardan, klimayı pencereden uzanarak takan "Ya aşağı uçarsa diye korktuk." Ardından klimanın gider borusunu bir türlü bulamadık ve sonrasında bulduğumuz borunun, gerçekte o gider borusu olup olmadığını tartıştık. Bu esnada annem teli yapacak ustalar ya teli değiştirmeyip sadece örerlerse diye kalp çarpıntıları geçirdi.

Adamların tümü evi terk ettikleri anda, tam bir "Ohhh" diyecektim ki, o an arka plandaki matkap sesini fark ettim. Durmuyordu, sürekli vınlıyordu. Eee tabi çapraz dairede de tadilat var neticede. Ve annemin iddialarına göre, çapraz daire diye birşey kalmamış, yani bayağı bir iş varmış yapılacak. Ne diyeyim bilemiyorum.



Matkap sesi sürerken, alt kattan gümbürtüler gelmeye başladı. "Allah Allah, yok artık yaaa," diye cırlamaya başladığım anda, annem "Alt kattaki iki daireyi de tutmuşlar, bizim altın yanına taşınıyorlarmış," diyerek beni bilgilendirdi. Ve o yönden de balyoz sesleri yankılanmaya başladı ve daha minik bir matkabın sesi.

Aaa az daha, odaların olduğu tarafa geçen dış cepheci arkadaşları unutuyordum. Onlar da balkon demirlerine - yapanı buradan lanetliyorum- bundan 30 yıl önce süs, dekor olsun diye yapılan taşları kırıyorlar, belli aralıklarla. Çıkan gürültüyü siz hesap edin artık, ya da etmeyin, kafanızı dinleyin.

Bu arada apartmanın önü ve çevresi şantiye alanı gibi. Apartmana giriş ve çıkışlarda cambazlık zorunlu. Bir de can güvenliği problemi var. Mesela geçen hafta, tam ben apartmana doğru ilerlerken, iskeledeki işçilerden birinin kafasına bir parça alçımsı, orta boyda, blok düştü. Bir üst taraftaki arkadaşına "Ne taş atıyorsun lannn?" diye dayılandı fakat taşı atan o değildi, taş bir yerlerden düşmüştü işte. "Hay Allah'ım" diyerek ve hafiften koşarak girdim apartmana ama artık gına verdi bu tadilat hali ve etrafı istilan eden ustalar. Allah tüm apartmanı tez zamanda kurtarsın!!!!!!!

Bir de yazmadan duramayacağım, bugün blog yazma sürecime Müge Anlı değil, yeni programıyla Saba Tümer eşlik ediyor. Konuklardan biri de, eski futbolcu Sergen Yalçın ve kendisi program aracılığıyla oyuncu olmak istediğini duyurdu, yani merak ediyormuş, oyuncu olmak istiyormuş işte. Bunun üzerine ben de buradan duyurayım dedim, neticede Saba Tümer'e konuk olma ihtimalim düşük; ben de oyuncu olmak istiyorum, hiç fena olmaz yani oyuncu olsammm. Sergen'i duyacaklarına emin olduğum yapımcılar, hadi beni de duysun!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder