11 Ağustos 2011 Perşembe

Heyheyler

Fena halde heyheylerim üstümde. Herkese bağırasım, çemkiresim var. Özellikle şu cümleler son dönemde, çemkirme isteği yaratıyor bende.

"Akıl akıldan üstündür." (Tabiki üstün olunan akıl, benim aklım. Tavsiye veren kişinin aklı ise nedense en üstün akıl. Pöhhh diyorum."

"Ben senin iyiliğin için söylüyorum." (Sonucun kimin iyiliğine olacağı ise tartışılır. Hem belki benim derdim kendi iyiliğim değil.)


Daha etrafımda dönen böyle pek çok cümle var ama ilk aklıma gelenler ve en çok sinirimi bozan bunlar. Aslında bu cümlelere ve söyleyenlere kızmamam lazım. Kızmam gereken kişi, benimmm. Ne akla hizmet 7 yıllık işi gücü bırakıp, 4 yıl edebiyat okuma hayallerine kapıldım ki? Kendimi nerede sanıyordum ki işimi, hayatımı değiştirebileceğimi sandım? İşi bırakmasaydım şimdi iyi kötü terfi etmiş, maaşım artmış olacaktı. Eee maaşım olunca da kendi kendimin efendisi olacaktım bir şekilde. Şimdi ise birşey almak ya da yapmak istediğimde, sözkonusu şeyi alacaklardan binbir türlü tavsiye, fikir geliyor ve ben de bir yay gibi gerildikçe geriliyorum. Mesela nazar boncuklu bilezik alacağım diyelim, "Ama hep böyle uyduruk şeyler alıyorsun," (Eee ben uyduruk şeyleri seviyorum!), "Boşver şimdi çocuk gibi bilezik almayı," (Eee ne diyeyim, ne cebimdeki, ne kartımdaki para benim tarafımdan kazanılmadığına göre). Yani insan, kendi parasını kazanmayınca, etrafındakiler ne kadar cömert ve iyi niyetle olursa olsun, bana göre, kişiliğini kaybetmeye başlıyor. İstediği bileziği alamıyor, istediği dergileri almaya çekiniyor, harcanan para başkalarının olunca hiçbir şeyin tadı kalmıyor.

Yani Virginia Woolf, kendinize ait paranız olsun derken o kadar haklıymış ki. Hatta kendine ait bir odadan önce gerekli para. Yoksa dediğim gibi, birilerinin parasına bağımlı olmak, onlar ne kadar iyi niyetli olursa olsun, son derece sinir bozucu. İşin kötü yanı ne iş yapacağımı da bilemiyorum. Eski işime dönmem imkansız, 5 yıl oldu ipleri koparalı. Edebiyat alanında ise, üniversiteye giderken kurduğum hayallerin hiçbiri gerçekçi ve manalı gelmiyor şu an. Ne editör olasım var, ne de çevirmen. Zaten olmak istesem de, böylesi pozisyonlar sözkonusu değil. Ben de çareyi dua etmekte buldum. Karşıma hem mutlu olabileceğim hem para kazanabileceğim, bir iş çıkması için dua ediyorum. Henüz bir cevap alamadım, bakalım, elimde kalan tek çare bu maalesef...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder