28 Aralık 2010 Salı

Soğuk

Nedense bugün çok ama çok üşüdüm. "Ben kışı severim, yazdan hiç hoşlanmam," derim genelde ama üşüyünce kışı sevdiğimi unutuveriyorum. Hayalim, hava sıcaklığının şöyle 15-25 derece arasında değiştiği bir yerde yaşamak. Gerçi o zaman da kardan mahrum kalacağım ama... O zaman bu 15-25 derecelik yerde arada karda yağsın ya, ne bileyim yılda 15 gün filan kar yağsın.

Sabahtan çalışmalarımı sürdürmek amacıyla kütüphaneye gittim. Kütüphanede daha iyi konsantre oluyorum, evde gevşiyorum nedense. Ya televizyonu açıyorum, ya çamaşır yıkama ve asma olaylarına giriyorum, ya bulaşık makinesini boşaltıyorum, ya acıkıyorum, ya da sigara içiyorum. Bir saat önce eve geldim, sıcacık öyle güzel geldi ki ama yılbaşı hediyesi almak için çıkmam lazım ama öyle üşeniyorum ki. Kanepeye kıvrılıp, kitap okuyarak uyuyasım var. Zamanda ne kadar hızlı geçiyor, iki olmuş bile, hediye işine girişsem, en iyi ihtimal 2 saat harcarım, dört buçuk gibi eve gelsem, yemekti vsydi derken, hoooppp Garmin gelir. Sonra yemek yeme faslı, toplama, bir iki geyik, televizyon derken, işte bir gün daha bitti.



Bu arada hafiften karnım da ağrımaya başladı, yine regl olacağım galiba. Bin kunduz diyorum!!! Peşimi bırakmadı gitti. Yeni yıla hamile girsem nolur sanki? "Lütfen bunu kafanıza takmayın B. Hanım" diyen doktorumu ya da "Offf ya B. amma taktın kafana" deyip, bir taraftan da ortak bir arkadaşımızın ikinci bebeğine hamile olduğu haberini veren arkadaşımın seslerini zihnimde duyuyorum. Tabii bir de kendisi çocuk sahibi olmak için uğraşıyormuşcasına dertlenen ve zaman zaman kontrolünü kaybedip, küçük bir çocuk gibi yüzünde ağlamaklı bir ifadeyle "Ama B. ben artık torun sahibi olmak istiyorum," diyen annem var. Bir çip yardımıyla kafamdan çocuk sahibi olmayla ilgili stres yaratan düşüncelerin çıkarılmasını talep ediyorum! Var mı bunu yapabilecek olan? Çünkü insanlar takma dedikçe ben fena halde takıyorum. Bir de işin sinir bozucu yanı, görünürde hiçbir sorun olmamasına rağmen hamile kalamamak, sorun olsa ona göre bir çare düşünürsün. Ama bu durumda sorun da yok bebek de yok. Dün bir arkadaşımla konuşurken, "Senin durumun, aynı benim bankamatik kartıma benziyor. Kartta hiçbir sorun yok ama para çekemiyorum. Bankayı arıyorum. Onlar da bir sorun yok kartta, ne yapalım yani biz?" diyorlar dedi. Güzel bir benzetme ama o bana bunları anlatırken, "Evet bir tek bankamatik kartına benzetilmediğim kalmıştı" diye düşündüm içimden. Bir de düşünüyorum da hep önemli günler sırasında ya da öncesinde regl oluyorum ben. Burada bir not düşmeliyim, reglisi son derece hafif geçenler için, benim reglim beni yataklara düşürüyor, ağlatıyor, eve hapsediyor. Mesela Garmin'in bana evlenme teklif ettiği akşamda da regl olmuştum. Hatta zavallıcık az daha teklifini gerçekleştiremeyecekti. Garmin, bir akşam, iş çıkışı, beni güzel bir restauranta götürdü, ben şüpheleniyordum tabi birşeylerin peşinde olduğundan ama emin olamıyordum. Bu arada nasıl karnım ağrıyor. Neyse yemeğimizi yedik, ben tutturdum "Garmin, kalkalım benim çok karnım ağrıyor,"diye. Garmin de ısrarla tatlı yiyelim, ben sipariş verdim filan diyor. Yok karnım ağrıyor diye sayıklamaya devam ederken, Garmin'in tüm engellemelerine rağmen tuvalete gitmeye karar verdim.Tam merdivenlerden aşağı inecekken bir baktım, aşağıdan bir adam elinde keman hem çalıyor, hem çıkıyor, kenara çekildim tabi. Garmin'e bir baktım "Yani B., otursan olmaz mı?"gibi bir ifade yüzünde, bir taraftan da gülümsüyor sinsi sinsi. "Ne oluyor ya?" diye yanına gittim. "Otur Allahaşkına" dedi. Keman çalan adam masamıza yaklaşırken, bir garson önüme şahane bir pasta koydu ve Garmin karnımdaki zonklamalar ve keman eşliğinde bana evlenme teklif etti! Eee kabul ettim tabi. Reglim en azından evliliğimizi engelleyemedi!

Şu aralar ise en azından yeni yıla regl olmadan girmek istiyorum. Ve Noel Baba'ya yeni yıldan ilk beklentimi bildirmek istiyorum buradan. "Ne olur regl olmayayım ve bebek sahibi olayımmm! Hadi Noel Baba, bari sen kırma beni..."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder