14 Ekim 2010 Perşembe

2010 Hamile Modası

Şu sıralar yumurtlama durumum takip ediliyor, 2-3 günde bir soluğu jinekologda alıyorum. Ve bir kez daha sık yapılan eylemlerin kolaylıkla alışkanlık haline gelip, benimsendiğini görüyorum. Sanki önceden de her hafta düzenli olarak jinekoloğa gidermişim ya da çok sevdiğim bir kursa devam edermişim gibi hiç garipsemeden gidiyorum kontrollere. Bugün çok şükür, minik minik hareketler görüldü yumurtalıklarımda, bakalım Cumartesi’ye sayı ve kalite olarak şahane bir durumda olmalarını umut ediyorum.

Jinekolog ziyaretlerim nedeniyle pek çok hamile insanla da içiçe vakit geçirmek durumunda kalıyorum. Hamile kalmaya çalışan bir insan için sinir bozucu bir durum ve genelde karnı düz olan ve tek başına gelen bir ben oluyorum. Herkes hamile ve herkesin yanında kocası var. Burada ilgimi çeken nokta şu, bu kocalar nasıl her muayene için işten izin alabiliyor? Yoksa hiçbiri çalışmıyor mu? Peki nasıl geçiniyorlar? Ya kadınlar? Onlar da mı çalışmıyor? Yoksa hamile kalan kadınların hepsi çalışmayı mı bırakıyor? Ve yine peki nasıl geçiniyorlar? Bu soruların cevaplarını henüz bulamadım. Belki de muayeneye gittiğim günler, bir saat erken gidip bu insanlarla röportaj yapmalıyım. Çünkü bu devirde geçinmek zor ve çocuk denilen şey de masrafları artıran birşey ama bu insanlar hem büyük olasılıkla çalışmıyor hem de çocuk sahibi oluyor.

Günün fotoğrafı da hamile kadınların giysileri gibi konuyla alakasız:)


Bu çalışıp çalışmama meselesi dışında 2010 hamile modası da çoooooook ilgimi çekiyor. Daha önceki yıllarda çok dikkat etmezdim hamile insanların ne giydiğine ama şimdilerde kendileriyle sık sık burun buruna geldiğim için hamilelerin ne giydikleriyle de yakından ilgileniyorum. Ve bugünkü hamilelerin giysileriyle karşılaştırma için de elimde sadece annemin hamileyken çekilmiş fotoğrafları var. Annem fotoğraflarda hep elbiseli. Elbiseleri hafif bol ve dizinde bitiyor.  Elbiseler genelde tek renk, üzerlerinde çiçek böcek yok. Ayağında minik topuklu ayakkabılar ve yüzünde de hep kocaman bir gülümseme var. Sade bir hamile yani, sevimli ve fazla dikkat etmemesine rağmen iki hamileliğinde de kilo almış ama fazla kilo almamış. Gelelim benim son birkaç aydır gördüğüm hamilelere. İlk olarak bu hamileler, genelde inceler, kilolarına dikkat etmişler yani, sadece şiş bir karınları var. Sanırım aş erme hadisesi tarih oldu ve kadınlar hamileyken de yemiyor içmiyor. Hamilelerin kilo almamalarıyla ilgili bir derdim yok, umarım ben de hamileliğimde kilo almam, benim derdim giydikleriyle. Nasıl korkunç ve komik giyindiklerini anlatmaya kelimeler yetmez. Bir kere hepsi aşırı dar giysiler giyiyor; taytlar, daracık pantolanlar, daracık shirtler, daracık ince kazaklar ve dar olan ne varsa. Yakışıyor mu peki bu giysiler onlara? Kesinlikle hayır. Yakışmayı geçtim, korkutucu gözüküyorlar neredeyse. Hatta açıkçası beni o kabak gibi ortada duran dev karınlar korkutuyor ve üstlerindeki daracık giysilerle nasıl olup da sıkışmadıklarını, bunalmadıklarını anlayamıyorum. Neden hiçbiri şöyle bosbol, rahat elbiseler giymiyor onu da anlayamıyorum. Artık hamile elbisesi yapılmıyor desem? Yok öyle birşey ve hatta mağazalarda satılan o kadar çeşitli ve hamilelere de olabilecek elbise var ki! Ancak benim gözlemlediğim hamileler kesinlikle elbise giymiyor ve patlayacak kadar sıkışmış bir görünümle ortalıkla dolanıyorlar. Amaçları dikkat çekmekse eğer yine de dar giyinmelerine gerek yok, çünkü hamileler zaten herkesin ilgisini çekiyor. Böyle giyinmelerinin sebebini bilmiyorum, bilemiyorum ama bildiğim şey hiç de sevimli gözükmedikleri ve annem gibi şirin elbiseler giyseler kesinlikle daha sevimli ve normal gözükecekleri.

Gerçi bir taraftan da banane di mi? Herkes istediğini giymekte özgür, belki öyle rahat ediyorlar. Allah Allah benim de işim mi yok yani? Belki de. Neyse bugünlük, bir moda blogu yazarı gibi davranmış olayım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder