10 Eylül 2014 Çarşamba

Evren Bana Kafayı Taktı Hadi Hayırlısı

Evet babamı kaybettiğimiz gün Tombi'yi yanımda Garmin'le birlikte okula götürdüm. Ertesi gün yine aynı şekilde gittik geldik. Yani araba kullanmaya alışmıştım, hepimiz öyle sanıyorduk.

Bu da şahane bir kitapçı

Pazar günü, burada haftanın ilk günü geciktiğimiz için okula giderken arabayı Garmin kullandı. Ve okul bitiminde Tombi'yi ben alacaktım. Neyse uzatmayayım, arabaya bindim, tek başına haliyle. Çıktım otoparktan gidiyorum, bu arada okula giden yol bomboş yani 3 araba filan var yolda, yani panik olacak birşey yok. Ama ben de bir gerginlik var tabi, kanımın damarlarımda akışını hissediyorum ve o okula dönen sapağı kaçırdım! Şoka girdim o an, arabayı sürüyorum ama nereye sürdüğümü bilmiyorum öyle gidiyorum. Oklar, tabelalar hiçbir şey ifade etmiyor. Tabi bu süreçte arabaların sayısı 3'ten 33'e çıktı, dutayım diyorum duracak yer yok, eeee Tombi'yi okuldan almak lazım. Garmin'i aradım, 'Tombi'yi al okuldan, kayboldum' deyip kapattım. Gidiyorum ama nereye? Kendimi bir otobanda buldum, arabalar yanımdan ışık hızıyla geçiyor, tabelalara bakıyorum, hiçbir şey ifade etmiyor, nereye gideceğimi bilmiyorum ki. Garmin'i arayayım diyorum, elime telefonu alamıyorum. Bir araba yarışının içindeymişcesine gidiyorum gidiyorum. Araba kullanmayla ilgili bir kabus yaz deseler, bu kadarını yazamam. Neyse telefonu elime aldım, Garmin aramış, arıyorum bu sefer o açmıyor. Derken otobanın kenarında bir benzin istasyonu ve Mc Donald's gördüm, artık nasıl yaptıysam en soldan en sağa geçtim ve Garmin'i tekrar aradım. Allah'tan işyerinden bir arkadaşıyla gitmiş Tombi'yi almaya, etrafımdaki şeyleri söyledim ve beni buldular.

 

Ömrümden ömür gitti diyebilirim, gitti de ne oldu, burada öyle ya da böyle araba kullanmak zorundayım. Alternatifi yok, Dubai'den başka expat olarak gelecek yer bulamadık! Git arkadaşım toplu taşımanın geliştiği, havanın soğuk olduğu bir Avrupa ülkesine. Bu nasıl bir sınav Evren???? Sevmediğim herşey yeni hayatımın içinde: araba kullanma zorunluluğu, sıcak, yüksek binalar, kapalı alanlarda geçen hayat.... Daha sayayım mı?

O günden beri araba kullanmadım, artık bugün kullanmam planlanmıştı Garmin tarafından çünkü o da zırt pırt işten çıkmak zorunda kalıyor Tombi'yi getir götür için. Ve bu sabah ne oldu? Sağ elimin parmaklarını elektrikli ocağa yapıştırmak suretiyle yaktım. Hem de nasıl yakmak! Acısından ağladım, ki ben kolay ağlamam. Yine arabayı kullanamadım. Bir taraftan seviniyorum, bir taraftan da bu gidiş gidiş değil diyorum içinden. Yani yaşayamam burada araba kullanmadan. Ne diyeyim 'İnsafa gel Evren, yolları kolay anlamam için yardım et şekerim ya, cesaret ver bana, iyi davran be gülüm bu sudan çıkmış balık kuluna'

 

 

2 yorum:

  1. aa ne güzel, dubai'de yaşamayı çok isterdim. koşullarını sevmeyi öğrenmelisin bence :)

    sena

    YanıtlaSil