15 Şubat 2011 Salı

Yememe ve İçmeme Üzerine

Son 3-4 gündür kafamda sürekli yeme içmeyle ilgili şeyler dolanıp duruyor. Hem yememeye hem sigara içmemeye çalışınca zihnim iflas etti sanırım. Mesela, oturmuş şahane bir film izlerken "Ahhh şimdi bir kavanoz nutella yemek vardı," diyorum kendi kendime ve mutfağa, Garmin'in sakladığı-nı zannettiği ve benim kolaylıkla bulabileceğim Nutella kavanozuna koşmamak için kendimi zor tutuyorum. Ve kendimi bir bitki çayıyla oyalamaya çalışıyorum. Fakat çoğu bitki çayının tadı o kadar fena ki, yani keyif veren birşey mi içiyorum yoksa ilaç mı ayırt edemiyorum. Ve bu sefer de "Şimdi mis gibi bir latte olsa ve yanında da bir sigara, daha ne isterim," diyebiliyorum kendime.


Bitki çayı da kesmeyince, bu sefer biraz beyaz leblebi yemeye başlıyorum. Fakat badem, fındık, kaju, fıstık varken kim beyaz leblebi yemek ister ki? Ben istemem, kesinlikle! Leblebiden sonra sırayı ciklet alıyor ve tam o esnada Garmin geliyor eve, elinde iki paket sosisli sandviçle, "Hayrola, rejim yapıyorduk hani, salata yiyecektik bu akşam," diyorum. Garmin, "Tamam sen yeme ama benim canım çok istedi," diyor. O, içimin gittiği sosislileri yuvarlarken, ben kendimi bir tavşan gibi hissederek salata yiyorum. Aklım, elimi uzatsam yakalayabileceğim sosislilerde tabi.

Akşam yemeğinden sonraki süreçte Garmin, Sevgililer Günü şerefine aldığı kalp şeklindeki pastayı yememizi teklif ediyor. Artık buna da hayır diyemem, bir çatal yiyeyim diyorum. Pasta o kadar güzel ki, bir an kendimi kaybediyorum, bir çatal oluyor üç beş çatal. Ve sonra hemen bırakıyorum çatalı; yememeliyim içmemeliyim! Sağlıklı olmak gerçekten zormuş. Hem incecik hem sigara içmeyen insanlar artık bana doğaüstü varlıklarmış gibi geliyor. Nasıl oluyor da her daim sağlıklı yaşamayı başarıyorlar? Her gün salata, sebze, ızgara yiyip, su ve bitki çayı içmeye dayanabiliyorlar? Belki de benim damak ve hayat zevkim sağlıksız bir yaşama daha uygun. Kim bilir? Fakat bildiğim birşey var ki o da; eskiden, yani nutella yer, kahve ve sigara içer bir haldeyken sanki daha mutluydum.

3 yorum:

  1. Ay ben de ben de:((
    3 aydır diyetteyim verilen 12 kilo hoş da o kiloyu vermek için dökülen kan, ter, gözyaşına ne demeli:))
    Böyk iğreniyorum artık sebzeden, salatadan, bitki çayından. Döner yemek istiyorum, çikolata istiyorum, yaş pasta istiyorum, bir torba badem, bir torba kaju istiyorum. Beyaz leblebiye bile razıyım, hatta tarhana çorbasına da, simit bile yok:)))
    İmdaaaaaaaaaat...

    YanıtlaSil
  2. Herşeyi kararınca yiyebilmeli insan,mutsuz olacaksak rejim niye.Sımsıcak bir bardak çayın yanında ince dilim bir pastanın ne zararı olur,değil mi?.Sevgiyle kalın...

    YanıtlaSil
  3. Sevgili Leylak Dalı, ilk olarak sizi tebrik ediyorum, 12 kilo vermek gerçekten büyük başarı! ve imdaaaaaaaaaaaat çığlığınıza ben de katılıyorum:) ama sanırım önce biraz acı çekerek kilo verip sonra da herşeyden az az yiyerek hayatın tadını çıkarmalıyız Nehire'nin dediği gibi. Sebzelerle, meyvelerle, bitki çaylarıyla mutlu günler herkese:)

    YanıtlaSil