7 Şubat 2011 Pazartesi

Şeytani Planlar

Garmin'le birlikteliğimiz sırasında sanırım en büyük şoku, ailesiyle tanıştığım zaman yaşadım; öyle kalabalıktılar ki neye uğradığımı şaşırdım. Bizim, Halit Ziya Uşaklıgil'in tabiriyle mini mini ailemizin yanında, Garmin ailesi ben de buhran etkisi yarattı. Kalabalığın yarattığı şokun ardından, birkaç aile üyesi dışında hiçbiriyle anlaşamadığımı da gördüm. Ve o zamandan bu zamana, Garmin'in ailesine yapılan her ziyaret, her bayram benim için kabusa dönüştü, çoğu zamandan içimden çığlıklar attım ama dayandım. Bu buhranın, sıkıntıların sebepleri çeşitli; daha önce de dediğim gibi ilk sebep kalabalık, ikinci sebep bu ailede sürekli yenilip içilmesi, sürekli masa hazırlanıp toplanması ve bana da bu aşamalarda önemli roller verilmesi ve benim bu durumdan nefret etmem. Üçüncü sebep, ailenin kimi üyelerinin meraklı olması; "Eeee B. çalışmıyor musun hala? B. birşey soracağım, planlarınızda çocuk var mı? Annenin oturduğu ev, annenin mi ablanın mı?" vb. Dördüncü sebep ise kötü bir espri anlayışına sahip olmaları. Neyse sebepler çeşitli, netice belli; onlarla birlikteyken iyi vakit geçiremiyorum, aksine daralıyorum! Fakat beni en çok daraltanları en büyük abla, doktor kendileri, evli ve bir çocuk annesi, bir rol model yani.


Bu ablanın, aldığı maaşla ve kazandığı paraların ne kadar çok olduğu ile ilgili uluorta konuştuğu gün, ben neye uğradığımı şaşırdım. "Banane kardeşim, senin aldığın paradan," dedim içimden, dışımdan ise "Aaaa harika, ne güzel," filan gibi birşeyler söyledim. Sürekli paradan bahsediyordu. Kendisinden soğumamın bir diğer nedeni ise masa hazırlama ve toplama törenleri esnasında kendisinin bir kraliçe gibi oturması oldu. Yaşlı filan da değil, benden 6-7 yaş büyük, ama doktor ya, böyle sığ işlerle uğraşmıyor ve açık açık "Ben emir vermeye alışkınım, uğraşamam bu işlerle," diyor ve benim tüylerimi diken diken ediyordu. Bu kraliçe gibi oturmasının yanısıra bize geldiğinde, masaya oturup, yerinden kıpırdamadan "B. şunu getir, bunu götür," demesi de iyice tırlattı beni. Sonra birkaç kere kendisinin evine gittiğimde bir de baktım ki, fena halde titiz, utanmasa üzerimize hortum tutup alacak bizi içeri. Evi zaten bir müze gibi çünkü kimse bir yere oturamıyor ve evdeki eşyaları kullanamıyor. Yere birşey dökerseniz, yandınız. Ama sizin evinizde o istediğini döküp, istediği gibi batırabiliyor ortalığı. Bir de insanlara vebalı muamelesi yapar bu şahıs. Kesinlikle öpmez, öper gibi yapar, şöyle bir kafasını vurur. Yani kendisi için temizlik, kendi hayatı herşeyin önündedir. Ben de titizimdir ama insanları sinir edecek ölçüde değil. Belki yazdıklarım, çoğu insan için rahatsız edici olmayabilir fakat ben takığım bu kadına. Son şovu ise beni evlerindeki alafranga tuvalete sokmamak oldu. Evinde toplam 3 tuvalet var ve gelen misafirler sadece alaturka tuvalete girebiliyor, mikrop oluyormuş, olmazmış. İlk söylediğinde şaka yapıyor sandım ve "Ben de alaturka tuvalete giremem," dedim, cevabı "Üzgünüm," oldu. Fakat bende film kopmuştu, bunun üzerine "İyi o zaman sen de bize geldiğinde tuvalete giremezsin, ödeşirizİ" dedim. Nasıl bir saçmalıktı bu anlayamadım ve çok sinirlendim. Sonrasında da onlara gittiğimizde - Allah'tan az gidiyoruz - kesinlikle tuvaleti kullanmadım.

Ve bugün benim bu hijyen tijenden intikam günüm, planım sıradan ve basit ama bana büyük keyif veriyor düşünmesi bile. Şöyle ki son 3-4 gündür sıklıkla hastaneye gidiyorum ve giderken de hep aynı kot pantolonu giyip, eve gelir gelmez üzerimden çıkartıyorum, olası mikropları eve yaymamak için. Ve sözkonusu kot pantolonu, herhalde içime doğmuş olacak ki, dün yıkayacakken vazgeçtim ve bu akşam bu sevgili ablaya gideceğimizi öğrendim. Bilin bakalım ne giyip gideceğim? Tabiki hastane kotumu! Şöyle bağdaş kurup filan oturacağım o müzelik koltuklarında, paçalarımı her tarafa süreceğim ve hastaneden getirdiklerimi onun evine bırakacağım. Kullanamadığım tuvaletin ve daha pek çok şeyin intikamını alacağım böylece. Gerçi intikam, sevmediğin insana benzemene sebep olur derler ve doğru derler ama bir kereden birşey çıkmaz herhalde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder