1 Şubat 2011 Salı

Güzel Bir Gün...

Birazdan çamaşır makinesi biiiiiiiiippp diye birkaç kez ötecek ve ben bu sese de, çamaşırları asacak ya da serecek olmama da sinirlenmeyeceğim. Çünkü bugün izleyici sayım %100 oranında arttı - HOŞGELDİNİZ! -ve ayrıca yemek yapmak için kestiğim soğanın içinden de bir kalp şekli çıktı. Sanırım evren, bana soğan aracılığıyla bir mesaj vermeye çalışıyor. İzleyici sayımdaki artışın ve soğanın içindeki kalp şeklinin yanısıra beni mutlu eden iki gelişme daha var; bunlardan ilki bugün disiplinli bir şekilde yazabilmiş olmam ve yemek yapma konusunda fena halde yeteneksiz bir insan olmama rağmen bugün yaptığım yemeklerin şahane olması. Neredeyse kendi yaptığım yemeği başkasının yaptığına inanacaktım, o kadar iyi olmuşlardı. Aferin bana!



Ve bu güzel günde ve öncesinde, Murakami'nin de çok büyük katkısı var. O yazsın, ben okuyayım, hatta ben de yazayım ve okunayım ve hepimiz sonsuza kadar mutlu yaşayalım.  Murakami ile tanışmamız "Kafka Sahilde" ile oldu, okuması çok keyifliydi, gerçi bitirdikten sonra kafamda oturmayan bazı şeyler vardı ama süreç şahaneydi açıkçası. "Kafka Sahilde"nin ardından, başka bir Japon yazarla devam edeyim dedim ve Kenzaburo Oe'nin "Kişisel Bir Sorun" adlı romanını okumaya başladım fakat ne yazık ki Oe ile anlaşamadık, Murakami'yi fena halde özledim. Ve bunun üzerine koşarak Murakami'nin bir başka romanını aldım; "Zemberekkuşu'nun Güncesi". Henüz çok başındayım ama mutluyum Murakami ile tekrar beraber olmaktan.

Evet bugün güzel bir gün; yemekler hazır, çamaşırlarla ilgili organizasyon tamamlanmak üzere, "Zemberekkuşu'nun Güncesi" beni bekliyor ve yarın da yazmaya devam edeceğim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder