12 Temmuz 2013 Cuma

Aynı Tas Aynı Hamam

Sürekli yazmak istiyorum ama nereye yazacağıma bir türlü karar veremiyorum. Bir deftere mi, bloga mı yoksa başka bir e-posta adresi alıp ona mı (yani kendi kendime mail şeklinde) ya da yeni bir bloga mı? Bu kararsızlık anında ya yazma isteğim geçiyor ya da nereye yazarsam yazayım, yazdıklarımın anlamsız olacağı hissi ağır basıyor.

Son 4 gündür fena halde canım sıkılıyor. Kendimi yaşadığım hayatın bir izleyicisi gibi hissediyorum. Birşeyler yapıyor, rutinleri yerine getiriyorum ama onun dışında bir robottan farkım yok. Dışarıdan bakıldığında herşey harika ama benim istediğim tam olarak bu değil. Evet, Tombi'nin annesi olduğum ve 2,5 ay sonra bir bebeğimiz daha olacağı için çok mutluyum ama onun dışında herşey çok boş geliyor. Hayatımın kontrolü benim elimde değilmiş gibi hissediyorum, bu bir his de değil tabi, gerçek! Hayatımın kontrolü başkalarının elinde, ben sadece bir figüranım! 

Hamilelik nedeniyle fazla hareket etmemem gerektiği için Tombi'nin bakımıyla ilgili olarak anneme fena halde bağımlıyım. Benim yerimde başkası olsa belki annesine minnettar kalıp, onu el üstünde tutar ama ben aksine anneme fena halde sinir oluyorum. Kendimi engellemeye çalışıyorum ama yok olmuyor! Sinir olmamak elimde değil. Acaba gerçekten müthiş bir ilişkisi olan anne kızlar var mı? Varsa lütfen bana bildirin, nasıl olduğunu anlatın.

Hareketsel anlamda yani çocuğuma kendi başıma bakamama bağımlılığım dışında maddi bağımlılıklarım da sözkonusu; anneme, ablama, Garmin'e. Birşey dedikleri yok ben kendi paramı kazanmadığım için ama hesapsız para harcayamama hali ya da bazı konularda mesela ev değiştirme gibi hiçbir sözünün olmaması sinir bozucu. Mesela ben bu evde oturmak istemiyorum. Kendi gelirim olsa, "Bu evde oturma şansını bize tanıdığınız için minnetttarım ama biz Cadde'ye çok yakın bir evde oturmak istiyoruz ve bu nedenle kiraya çıkacağız tekrar" diyebilirim. Fakat şimdi diyemiyorum böyle birşey tabi. Hangi parayla, nereye, nasıl taşınıyorsun? diye sorarlar adama.

Kısaca isteklerimin, hayallerimin, hayatımın efendisi değilim. Ve olmak için de hiçbir şey yapmıyorum. Birşey yapmak yerine mutsuz mutsuz ortalıkta dolaşıyorum. İşin kötü yanı ne yapabileceğimi de  bilmiyorum, bulamıyorum. Bilsem belki yapabilirim.

Bu arada fena halde uykum var, yazarken arada gözlerim kapanıyor. En iyisi depresif yazıma son vermek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder