Sabah Tombi'yle Kurabiye Parkı'na gittik. Ablam gelince ben kafe kısmına gidip kahve eşliğinde keyif yapmak için oturdum biraz. Ve o sırada gözüme bize benzer bir aile ilişti; yaşı henüz küçük bir büyük çocuk ve bebek kardeş.
Anne boynuna emzirme önlüğünü takmış -ki hava sıcakken hiç çekilir birşey değil- bebeği emziriyor. Doğru düzgün kahvaltı yapabilmiş mi Allah bilir. Bu esnada küçük abi annenin yanındaki sandalyede ayakta duruyor ve emziren anneyi her türlü rahatsız ediyor. Onun da işi zor, o da annesinin kucağında olmak istiyor ama şartlar müsait değil. Anne hem emzirip hem büyüğe laf yetiştiriyor, onunla da ilgilenmeye çalışıyor. Yüzünden belli, şişmiş kadıncağız. Aaaa peki çocukların dünyaya gelmesinde katkısı yadsınamaz, çok sevgili koca ve aynı zamanda baba kişisi nerede? Sıkı durun! Kendileri annenin ve çocukların olduğu masanın hemen önündeki masada sigarasıyla sıcak kahvesini yudumluyor!
Ben içimden ' Yuh be, büyük çocuğu al da kadıncağız rahat etsin,' diye haykırırken, anne 'oğlanı biraz yanına alır mısın?'diyor. Sakin bir kadıncağız maaşallah. Adam çocuğu karşısındaki sandalyeye oturtup keyfe devam ediyor. Ne diyeyim, yazılı olarak 'hıyar' diyeyim en kibarı.
Yarım saat sonra da Kurabiye Parkı'nı terk ederken gördüm bu aileyi; baba kırlaşmış ve fakat ona karizmatik bir hava veren saçları ve atletik vücuduyla havalı havalı yürürken, anne hantal ve ağır bedeniyle adamın yanında gidiyordu. Kadın da istemez mi havalı gözükmeyi? İster tabi ama nasıl vakit bulsun da diyetisyene, spora ya da yürüyüşe gitsin? Kendimden biliyorum, zor dostum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder