Korona günlerine tarihi yüksek bir kiloda başladım. Doğru
dürüst yemek yapmayı bilmeyen ben ekmek yapar, 2 renkli kurabiye pişirir
olmuştum ve bu bana inanılmaz keyif veriyordu. Sonra yakın arkadaşım olan ve
fakat kilo verme ve koruma konusundaki bir arkadaşıma hırsımdan ve hiçbir kıyafetimin
içine giremediğimden birşey yapmaya karar verdim. Baştan söyleyeyim, bu bir
başarı hikayesi değildir. Herhangi bir konuda başarı hikayem yok, zaten
düşünüce...
Geçen yaz, aynı apartmanda oturduğum komşumun hızla kilo
vermesinden gaza gelerek onun çalıştığı sağlıklı yaşam koçuyla çalışmaya karar
verdim. Kendisine S. Diyelim. S. Herkese özel program yazdığını iddia ediyor
ama gönderdiği, size değil, genele hitap eden mesajlardan anlıyorsunuz ki
aslında herkese aynı mesajlar gidiyor gün içinde, “Suyumuzu içelim, sporlar yapıldı
mı, beslenme günlüklerini göndermeyenler göndersin, günlüklerini 3 kez
göndermeyenler programdan çıkar vb” Neyse ilk iki üç hafta yüksek oranda uydum
programa ve üç dört kilo verdim. Başarı
S.nin bir polis gibi davranmasından kaynaklanıyor. Sonra program bitti ve ben verdiğim
kiloları fazlasıyla aldım. Üç dört ay önce S.nin bir haftalık detoks programına
kayıt oldum, üçüncü gün “Ben nedense uygulayamıyorum, zorlanıyorum” diye mesaj
attım. “Seni gruptan çıkarıyorum, çünkü yapmıyorsun” diye mesaj attı. Acayip sinir
oldum ama henüz o kadar da çok kilo almadığım için yoluma devam ettim. Arada
başka diyetisyenlere de bir sürü para döktüm ama yok iki üç günden fazla
yapamadım.
En son Nisan başında, S. İle pek çok kere çalışan komşumu
da gaza getirerek yeniden programa başladık. Polis gözetimden kilo vermeye
başladım. Arada bir sürü kaçamak yaptım. Günler boyu ve daha öncesinde de
yıllar boyu okuduğum, diyetlerin neden başarısız olduğu, içgüdüsel yeme, acıkınca
istediğini yeme, bedenini olduğu gibi sevme, kilo saplantısından ve aşırı yeme
halinden kurtulma üzerine yüzlerce yazı birkaç tane de kitap okudum. Komşumla
birbirimize söz verdiğimiz için listeyi takip etmeye devam ettim, bir taraftan
Youtube üzerinden yürüyüş videoları yaptım. Oysa ki tek isteğim kanepede yatmak,
dizi izlerke dondurma yemekti...
Geçen hafta iyice koptum programdan. Bir sürü abur cubur,
aslında kısaca ne bulursam yedim ve tabi verdiğim kiloları aldım. S.ye yine
sıkıntılarımı yazdım, ne yapsam da toparlansam dedim. Ve beni yine gruptan
attı. Bu sefer o kadar sinir oldum ki, ne yapacağımı şaşırdım. Aslında sinir
olmam gereken kişi S. Değil, kendime sinir olmalı ve diyetisyenlere, sözde
sağlıklı yaşam koçlarına para kaptırmayı bırakmalıyım. Belki de kendimi 10 kilo
fazlamla sevmeliyim. FAKAT SEVMİYORUM. İstanbul’da olsam, direkt bu konuda
çalışan bir psikolağa gideceğim. 43 yaşındayım ve korkutucu ama son 30 yıldır
kilolarımla uğraşıyorum. Bu sürecin 27 yılında kilolu bile değilmişim...
Yazdım rahatladım mı, tabi ki
hayır ama o kadar istiyorum ki hayalimdeki bedene kavuşmayı. Bir de gelecek
hafta sonu, kilo verme ve koruma konusunda süper başarılı ve sürekli kilo
muhabbeti yapan bir arakdaşımın evine kalmaya gidiyoruz ailecek. Ne harika di mi,
soru işaretini bulamıyorum. Bu arkadaş yukarıda bahsettiğim arkadaş, ona karşı
hırsımdan kilo vermek istemiştim, hatta kendi kendime, “Nasıl kilo verdin” diye
sorarsa “Bilmem iştahım kesildi” demeyi hayal ediyordum. Al buyur, çok kilo
verdin ve eğer bir insanla kendini rahat hisssetmiyorsan o nasıl senin yakın
arkadaşın olur... Sorular sorular ama Arapça,
İngilizce ve fakat Türkçe’ye çevrilmiş klavyede soru işaretini bir türlü
bulamıyorum. Hayatın bana bir oyunu olsa gerek bu... Dün de başka bir diyetisyene
para yatırdım bu arada, uzun araştırmalar sonucu...Bunun adı da B. Olsun. Önce telefon
randevumuzu unuttu, sonra da benimle telefonda sadece 5 dakika konuştu ve
kendisinden hala ses yok. Bu arada ben “Açlık Bazlı Yeme” temalı ingilizce bir
kitap okuyup, günlerimi ve gecelerimi cips, dondurma ve çikolata yiyerek geçiriyorum.
Gelecek hafta sonu napacağım, kilo verme konulu muhabbetlerle nasıl başa
çıkacağım ise bir merak konusu. Alalh bana akıl fikir versin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder