3 Şubat 2016 Çarşamba

Alaman Anneleri ve Çocukları


Dün okul sonrası Tombi'nin 3 okul arkadaşıyla, okulun yakınlarındaki bir parka gittik. Bu arada buradaki parklar nasıl güzel ve yemyeşil anlatamam, insan kendini İngiltere'de filan sanıyor. Adamlar çöl iklimine meydan okuyor park bahçe konusunda. Neyse parkları başka bir gün anlatırım. Grubumuzun profili şöyleydi; Bir adet Hintli 28 yaşında anne K., bir adet 2 çocuklu, Alman ev babası R. (Evet anne çalışıyor, baba bakıcıyla beraber kızlara bakıyor ama bakıcıyı bir kere bile görmedim etrafta, mesela ben şahsen parka vb giderken bakıcımızı da götürüyorum çünkü ikisi ayrı yerlere gidince napacağımı şaşırıyorum. Ya da Tombi tuvalete gitmek istiyor, Lokum gelmek istemiyor ve olaylar çılgınlaşıyor tek başıma olduğumda) ve bir adet de bakıcı ve sınıf arkadaşları (Bu kızcağız Alman, annesi babası hiçbir aktiviteye katılmıyor, çocuk her yere bakıcıyla gidiyor ). 




Parka girer girmez çocuklar hemen oyun alanına koştu. Lokum bir klasik olarak benim tepeme yerleşti. Herkes çocuklar yesin diye getirdiği kutuları çıkarttı koydu. Bizim kutuda Ülker'in klasik bisküvisi (evet burada bazı marketlerde satılıyor) vardı, Hintli K. kafam kadar çikolatalı kurabiyeler ve cips krep karışımı ev yapımı birşey getirmişti, Alman R. ise koca bir kutu doğranmış karışık meyve! Diğer Alman kızın bakıcısı ise çikolatalı muffin ve çikolatalı kruvasan getirmişti. Maalesef çocukların hiçbiri meyvelerin yüzüne bakmadı R.'nin çabalarına rağmen. Ben de kızdım kendime hem çocuklar sağlıklı beslensin istiyorsun sonra da bir kutu bisküviyle utanmadan parka gidiyorsun! Bu arada R. iki kıza kendi bakıyor. K.'nin de bakıcısı yanında olduğu için biz piknik örtüsüne yayılmış, yemek tariflerinden, ikimizin de göbeğinin ne kadar büyük olduğundan, havalar hazır serinken yürüyüş yapma fikrimizden vb konuşuyoruz bir taraftan da ıvır zıvır yiyoruz. Tam çikolatalı kurabiyeyi yesem mi yemesem mi diye düşündüğüm anda; park birden kalabalıklaşıverdi, bir sürü taş gib kadın organize bir şekilde yakınımıza piknik örtülerini attı, soğutuculu sepetlerden meyveler, sandviçler çıktı, çocuklar oynamaya başladı! K. ve ben kim bunlar diye düşünürken, R. 'İnanılmaz bizim buradaki Alman topluluğu her Çarşamba buraya geliyormuş meğer' diyerek durumu açıkladı. K. ve ben de kendimizi Alman anneleri incelemeye verdik. Artık tesadüf mü yoksa Almanların hepsi böyle mi bilmiyorum ama 2-3 çocukları olmasına rağmen hepsi taş gibiydi, süper vücutları vardı ve hepsi çok hoş giyinmişti; rahat ama darmadağınık değil. Sonra çok rahatlardı çocuklarla ilgili; bir iki gidip baktılar ne yapıyorlar diye sonra oturdular piknik örtülerine sohbet muhabbet. Çocuklarda da hiç arıza yok; kendi kendilerine süper oynadılar, bir kere de gidip annelerine yapışmadılar mesela. Bizde ise sürekli bir taciz sözkonusuydu, 'Anne sen bak nasıl çıkıyorum! Anne beni tut. Ane Lokum bana vurdu. Su isterim.' Biz yapıyoruz büyük olasılıkla böyle ama nasıl yapıyoruz ya da mutlu, bakımlı Alman anneleri ne yapıyor bilemedim. Bu arada hiçbirinin bakıcısı olmadığını da belirtmek isterim. Benden bu kadar, bugün burada bisiklet yarışı var diye okullar erken bitiyor. Ayrıca yaptığım kakaolu pastamsıyı dolaba, fotoğrafını da buraya koymalıyım! Hadi Çüssss

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder