11 Ağustos 2013 Pazar

Bayram Öncesi, Bilinç Akışı

Meğer Garmin Pazartesi, Salı ve Çarşamba izin almış. 9 gün annemsiz hayat! Fakat annem durur mu Tombi'yi 9 gün görmeden, sık sık parazit yaptı maalesef. Neden bu kadar sinir oluyorum acaba anneme? Belki de arıza bende. En basit bir sorusuna bile acayip tepkiler verebiliyorum.

Garmin'le 9 gün güzel başladı. Sabahları Tombi'yi parka götürdük, onlar oynarken, ben rahat rahat kitap okudum, çay içtim. Öğleden sonraları deniz kenarına gittik. Ben bu esnada, eski evimizden yürüyerek gittiğimiz yerlere, şimdilerde gitmek zorunda kaldığımız ve otopark parası verdiğimiz için sinir olup, bol bol söylendim. Garmin, benim söylenmeme söylendi. Erkekler söylenen, şikayet eden kadınları sevmiyor. Zaten kim sever ki vıdı vıdı şikayet eden birini. Ben de sevmem ama sinir oluyorum bu evde oturmaya, çok şükür tabi yine de. Ancak evin Bağdat Caddesi'ne yakın olmasını istemek suç mu yahu?



Garmin ve Tombi ile Cumartesi başlayıp Salı gününe kadar devam eden mutlu mesut hayatımız, Garmin'in ailesine her şeker bayramında olduğu gibi nişan çikolatalarından daha iddialı bir çikolata alma girişimiyle sekteye uğradı. Neden adam gibi normal bir kutuda çikolata alamadığımızı sorguladım. Neticede bana getirdikleri nişan çikolatası, annesine her bayram götürdüğü çikolatadan küçüktü. Mesele o da değil aslında, o kadar pahalı ki, bu çiçekli, tepsili, süslü püslü çikolatalar. Al arkadaş güzel bir kutu çikolata. Yok abartacağız illa. Tabi sinirlendi Garmin, "Her bayram aynı şeyi yapıyorsun," diyerek suratını düşürdü. Haklı, her bayram aynı şeyi yapıyorum ama bayramlar dışında ortada olmayan, hiçbir haltımıza destek vermeyen, el gibi doğumda, bayramda seyranda görüştüğüm bir topluluğa ne diye sevgi, sempati ve saygı duyayım ki? Eeee ben de düşürdüm tabi suratımı. Ve bu hal Cuma'ya kadar sürdü. Zaten bayramın ilk günü, sabah 10.30'da başlayıp, akşam 8'e kadar kayınvalide ve kayınpederin yazlık evinde geçen zaman tüm yaşam enerjimi ve isteğimi aldı götürdü.

Neticede Garmin, kutu çikolata aldı ama aldığı kutu bizim mutfak masası kadardı, şaka değil. Bu konuyla ilgili kime dert yansam. "Sanane, adam kendi kazanıyor, kendi alıyor," dedi. Onlar da haklıydı. Ve sanırım Garmin'in ailesine veri olarak sinir olduğum gerçeğini kabullenmeliyim artık. Aslında tam sinir olmada değil. Bazen çok da seviyorum onları ve yanlarındayken rahat da ediyorum. Hatta zaman zaman kayınvalidem gibi bir annem olmasını dilediğim bile oldu. Sakin, anaç, iyi yemek yapan bir ev kadını. Ne bileyim, duygularım karışık. Diğer kardeşleri alsın arada da bayram çikolatası. Sanki biz para basıyoruz. Bu arada 7 kardeş olduklarını söylemiş miydim?

Ve bugün hava ne kadar da sıcak! Annem Tombi'yi apartmanın bahçesine indirdi. Anneme göre, bu bahçe bulunmaz bir nimet İstanbul gibi bir yerde. Yaaaa evet, eski evde bahçe yoktu ama 10 dakikada giderdim parka, daha güzel olurdu Tombi için, burada kedi kovalamaktansa. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder