5 Mayıs 2013 Pazar

Hasta Haller

Garmin ve Tombi'nin ardından ben de hasta oldum. Hasta ve çocuklu olmak zor. Kıpırdayacak halin yok ama yine de çocuğunla ilgilenmek zorundasın. Koca kişisi ilgilensin diye de düşünülebilir ama o da - hesapta - hasta. Bir de üstüne erkeklerin hep ama hep uykuları var.

Ben: Günaydın Garmin, dün gece 7 saat deliksiz uyudun. İyi geldi di mi? 
Garmin: Yok ya, bıraksalar daha uyurdum. Yetmiyor.

Utanmaz Garmin, bir de bunu, hemen her gece 3-5 kere kalkan ve deliksiz uyku kavramını pratikte unutan bana söylüyor!

Bir şekilde Garmin'in Tombi'den daha çok uykuya ihtiyacı var. Bünye herhalde. Benimse tek isteğim 5-6 saat için bile olsa deliksiz ve derin uyuyabilmek. Gerçi Tombi, iyi huylu bir arkadaşımız, gece kalktığımda 2 saat uyanık bırakmıyor beni. Biraz su veriyorum, biraz pişpişliyorum, tamam. Şu anda da babası tarafından uyutulmuş kendisi, çok münasebetsiz bir saat maalesef. Bu saatte uyuyan Tombi, gün içinde bir daha ne zaman uyur? Ya hiç uyumaz ya da öyle bir saatte uyur ki gece uykusu riske girer. Ama Garmin'in umurunda mı? Kendisi az sonra duşunu almış, giyinmiş, parlamış bir vaziyette işe gider. 

Bense silmekten kızarmış burnum, akmış rimelim (benim neyime rimel), altı üstü birbirinden farklı pijamalarımla minimum öğlene kadar, yüzümü bile yıkamadan kalakalırım. Sabah bir yere gidiyor olmak insanı toparlıyor herhalde. Ya da ev yaşamının içinde olan kişinin, kişisel disiplini ve motivasyonu olacak. Kalkar kalkmaz duşa girecek, giyinecek vs. Tüh, keşke dün Hıdırellez'de kişisel disiplin de dileseydim. Seneye kaldı artık. Zaten dilek dilerken bana bir korku geliyor; 'Aman şunu dilemeyeyim, nankörlük olur. Bunu istersem, abartı olur.' Halbuki kişisel gelişim uzmanları, yaşam koçları ne diyor; 'İSTEYİN, İSTEMEYİ BİLİN.' Gelecek Hıdırellez'de daha cesur olmalıyım ve bunu unutmamalıyım.

Böyle işte, önce Tombi, sonra da Garmin'le iyileşelim. Ve bir de tüm Hıdırellez dileklerimiz kabul olsun!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder