7 Ekim 2015 Çarşamba

Yazmak İstemek ama Yazamamak ya da Yazamamak

O kadar özeniyorum ki her gün böyle tatlı tatlı, güzel güzel bloğunu yazanlara. Sanırım belli bir konuda yazanlar daha disiplinli yazıyor. Mesela anne çocuk bloggerları; çocukla ne yaptıklarını ya da annelik tecrübelerini yazıyorlar düzenli olarak. Ya da moda bloggerları ne giydiler, ne taktılar, hangi ürün lansmanına gittiler ondan bahsediyorlar. Ve moda bloggerlarına ciddi bir hayranlık duyuyorum; her gün o kadar bakımlı, jilet gibi olabildikleri, aktiviteden aktiviteye üstleri başları buruşmadan, dağılmadan koşabildikleri, üst başlarını alacak parayı yoğun tempolarına rağmen kazanabildikleri ve süper fit kalabildikleri için. 

Örneğin yıllardır takip ettiğim bir moda bloggerı var; kendisi dünya çapındaki moda haftalarından, koşu yarışlarından, ürün lansmanlarından, evlilik ve çocuktan, bakımlı saçlardan, harika giysileri bulmaktan, almaktan, giymekten, sağlıklı beslenmekten, markalarla işbirliği yapmaktan ve daha pek çok şeyden geri kalmıyor. Sonra kendime bakıyorum; bir bloğu bile adam gibi yönetemiyorum! Hayret birşey! Apple olur da bir gün, zihinden bloga bir aktarım sistemi yaratırsa, bloggerların kraliçesi olurum o ayrı. Fakat oturup yazana kadar benim zihnim bembeyaz bir kağıt sayfasına dönüşüyor. Bu arada Apple demişken, dün ipad minimin ekranını evde, taşa düşürme suretiyle kırdım. Garmin'e 'Lokum düşürdü' dedim, ben düşürdüm desem 2 saat soruşturma 'Nasıl düşürdün? Napıyordun?' Sonra ekranı yaptırmak pahalı olur, yenisini alayım diye çılgınca bir fikre kapıldım ve Apple'ın web sayfasına baktım ve İpad Pro ile ve de Apple kalemiyle karşılaştım. Allah'ım nasıl da güzel ikisi de, resmen aşık oldum. Şeytan diyor hem yeni bir ipad mini al hem de İpad Pro'yu, kalemini, kalemtraşını artık ne bulursan. Ancak Şeytan bunların finansmanı konusunda yardımcı olmuyor hiç sağolsun. 

Son dönemde tüm kitapları Ipad miniden okuduğum için de şu an kilitlenmiş durumdayım, elime sayfaları olan bir kitap aldım, yok konsantre olamıyorum. Ben ki yıllardır kitap sayfaları koklayan, okuyan bir insanım ve daha birkaç ay öncesine kadar Ipadden kitap okumaya sinir olduğumu iddia ediyordum. Ama bugün bir baktım ki çok alışmışım aslında ve süper rahat ipadle okumak, her an her yerde, kütüphanen çantanda! Az önce de bari ekranı yaptırıyım diye aşağı kattaki tamirciye indim. Ne hikmetse açılmamış. Zaten burada birşey saatine göre yapılsa şaşıp kalacağım.

Evet yine son derece planlı, giriş gelişme sonuç bölümlerinden oluşan yazımın sonuna geldim. Sevgili Tombi'yi okuldan almak üzere hareketlenmem lazım. Lokum hasta maalesef, onun da gidip bir ateşini ölçmeliyim, uyuyor kendisi şu an. Acaba annelikle ilgili mi yazsam? 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder