![]() |
Özlediğim, canım şehrim |
Kahvaltıdan itibaren içime dünden daha güçlü bir sıkıntı dolmaya başladı çünkü dün akşam tesiste bulaşık makinesi olmadığını ve herşeyi ellerinde yıkadıklarında keşfettim. Kahvaltımı getirdiklerinde, "Acaba bu çatal bıçakla dün akşam kim yemek yemişti" diye düşünüyordum ve ağzımda büyüyen lokmalarla bir miktar kahvaltı yapabildim. Sonrasında moralimi yüksek tutmaya çalışarak kendimi şahane kitabıma kaptırdım. Bu arada hafif hafif yağmur yağmaya başladı. Tesisteki tek sandalyenin altına sığındım ve pisliği, fiziksel ve ruhsal rahatsızlığımı düşünmemeye çalıştım. Ve derken yağmur, inanılmaz bir biçimde hızlandı, kelimelerle anlatılamaz şekilde yağmaya başladı ve ben içeri kaçtım, restaurantımsı bir yere (Şu an karşımdaki sandalyede bir kedi var!) Ve yağmur fırtınaya döndü anda da, taaa buraya kadar sırf balık tutmak için gelmiş eşimin, halen balık tuttuğu geldi (3 kez aradım ama telefonlarımı açmıyor!) Ne keyifli bir tatil di mi ama? Bu arada restaurantımsı yerin tepesinden su damlıyor, acaba odamıza da damlıyor mu diye düşünmeden edemiyorum ve odaya gitmeyi hiç mi hiç düşünmüyorum. (Güneş mi açıyor yoksa?) Ve şu an burada geçireceğim saatleri ve günleri sayıyorum, bir hapishane mahkumuymuşcasına. Sevgili evimize dönmem için önümde Perşembe, Cuma, Cumartesi günleri ve maalesef tam 4 gece var! Offf Allah'ım, şükürsüzlük etmek istemem ama diyeceğim şu ki "Allah herkese 5 yıldızlı, müthiş temiz, tertipli düzenli otellerde tatil yapmayı nasip etsinnnnnnnnnn!" ve "AMİNNNNNNNNNNNNNN"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder